Prof. Dr. Mehmet Kaplan 'Büyük Türkiye Rüyası' isimli kitabının girişinde öyle bir cümle sarf etmiştir ki Türk insanının milliyetçilik anlayışını gözler önüne sermektedir. O cümleyi sizlere aktarmak istiyorum. ''İçimde hiçbir millete ve insana karşı düşmanlık hissetmiyorum. Fakat Türkiye'ye ve Türklüğe, İslamiyete, hürriyete, hak ve adalete karşı bir tehdit veya saldırı olunca, sinirlerimde bir gerginlik doğuyor.'' Her harfine varıncaya kadar ne kadar doğru ve özetleyici bir cümle değil mi ?
Prof. Dr. Mehmet Kaplan'ın kitaplarıyla tanışmam üniversiteye başlamam ile birlikte oldu. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği okuyup da Mehmet Kaplan'ın kitaplarıyla tanışmamak olmazmış zaten bunu şu an çok daha iyi anlıyorum. Yeni Türk edebiyatı hocam Dr. Sabahattin Çağın'ın tavsiyesiyle başladı Mehmet Kaplan'ın kitaplarıyla tanışma serüvenim. Mehmet Kaplan'ın Türk edebiyatına dair yapmış olduğu araştırmaları, makaleleri çok değerlidir bizim için hiç şüphesiz. Bölümde ki ikinci yılımda ise Mehmet Kaplan'ın fikir kitaplarıyla tanıştım ve her biri deneme tadındaki yazılarını okuduğumda ruhumda ve zihnimde yeni ufuklar açıldı. Her denemesi beni gelecek ve geçmiş arasında ki köprüye bir adım daha yaklaştırdı. Zamanla arkadaşlarımla yapmış olduğum sohbetler de ondan Kaplan hoca diye bahsetmeye başladım. Kendisi 1986 yılında vefat etmişti ama sanki onun derslerine girmiş olan bir öğrenciydim ondan bahsederken. Yazmış olduğu birçok eser ve yetiştirmiş olduğu nice öğrenciler için ona çok şey borçluyuz. Mehmet Kaplan sadece Türk edebiyatı için değil Türk kültürü için de çok önemli yollar açmış ve biz gençlerin yoluna ışık tutmuş gerçekten 'hoca' olan bir şahsiyettir.
Mehmet Kaplan'ı anlatmaya kelimeler yetmez ama asıl konumuza dönmek istiyorum. Son zamanlarda en çok gündemde olan konular Türk milleti, Türk dili, Türk milliyetçiliği kısacası Türk ile alakalı olan her şey. Geçen sene okuduğum Mehmet Kaplan'ın Kültür ve Dil ve şimdi okumakta olduğum Büyük Türkiye Rüyası adlı kitapları sanki son günlerde kaleme alınmış nitelikte. Kaplan, günümüzü yıllar öncesinden görmüş çok ileri görüşlü bir Türk aydınıdır. Mehmet Kaplan bütün eserlerinde Türk edebiyatını dolayısıyla Türk kültürünü aktarmak istemiştir bizlere. Mehmet Kaplan'ın milliyetçilik anlayışı, Atatürk'ün Türk milliyetçiliği ile örtüşmektedir kanaatimce. Türk milletinin, gücünü Türk 'hars'ından aldığını belirtmektedir. Ziya Gökalp'ın milliyetçilik anlayışında da 'hars' yani kültür çok önemli bir yer tutar. Türk harsını oluşturan etmenler ise şunlardır. Türk dili, edebiyatı, musikisi, mimarisi, örf ve adetleri vs. Bu saydığımız unsurlar bizi biz yapan etmenlerdir. O nedenle binlerce yıllık Türk kültürü üç beş gün de yok edilemez !
Kültür bir insan topluluğuna 'millet' vasfını veren en önemli şeydir. Kültürü olmayan bir millet düşünülemez. Kültürümüzü oluşturan etmenleri yok ederek bir nevi kendi kuyumuzu kendimiz kazıyoruz. Bu değerlerin kıymetini bugün dili, dini, vatanı, kültürü işgal altında olan milletlere sormak lazım aslında. Bizler daha akıllı davranarak o milletlerin düştüğü duruma düşmemeliyiz. Türk milletinin binlerce yılı aşkın tarihine baktığımızda nice dar boğazlardan geçtiğini görüyoruz. Bu dar boğazdan da elbet geçecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü Atatürk'ün dediği gibi bu milletin '' Muhtaç olduğu kudret, damarlarında ki asil kanda mevcuttur.'' Bizler yeter ki o gücün farkına varalım.
Mehmet Kaplan'ın görüşlerinden de anlaşıldığı gibi, biz Türk milleti hiç bir insana ve millete düşman değiliz. Yeter ki bizi biz yapan kutsal değerlerimize bir tehdit olmasın. Mehmet Kaplan'ın şu sözleriyle durum daha net anlaşılacaktır. '' Türkler ırk ayrımı yapmazlar. Kendilerine bağlı olan yabancıları bile bağırlarına basarlar. Türkiye'de Türk dilini ve kültürünü benimseyen ve liyakatli olan bütün vatandaşlara devlet ve meslek kapıları açıktır. Asırların ihmali yüzünden Türkçe öğrenememiş Türk vatandaşları neden bu nimetten faydalanmasınlar ? Türk devleti kendilerine her türlü imkanı verdiği halde, Türkçe konuşmamakta ısrar edenlere iyi bir gözle bakılmamasını tabii karşılamak lazımdır.'' Bu yazı 1982 yılında yazılmıştır ama sanki 2012 yılında yazılmış gibi güncel sorunlara ışık tutmaktadır. Mehmet Kaplan bu denli ileri görüşlü bir aydındır.
Türk kültürünü yaşatmak bizlere düşmektedir. İnsanımız bol bol kitap okumalı ki sadece televizyonda gördüklerine inanmasın. Her Türk vatandaşı mütecessis bir fikir işçisi olmalı. Mevlana, Yunus Emre gibi dünyayı etkileyen isimleri sadece edebiyat öğrencileri okumasın, her Türk vatandaşı bilsin bu fikir pınarlarını. 'Bu ülkeyi ben mi kurtaracağım.' diyen arkadaşım ! Evet bu ülkeyi, bu milleti sen kurtaracaksın. Yeter ki o bilince sahip ol. Kendimizi geliştirmeliyiz. Kültürümüze bağlı kalarak uygar medeniyet seviyesine ulaşmalıyız çünkü lafla peynir gemisi yürümez. Her Türk vatandaşı kendi alanında üzerine düşeni yapmalı. Ben bir Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni adayıyım .Okuduğum bölümün ismi yakında sadece 'dil ve edebiyat öğretmenliği ' olarak değişmezse tabii ki ! Üniversitede okuyan bütün arkadaşlarım, hepiniz kendinizi yetiştirmelisiniz. Gelecek boş insanlar üzerine inşa edilmeyecektir çünkü. Her birimiz alanında yetkin birer insan olmalıyız ki koyun sürüsü muamelesi görmeyelim. Fikri hür, vicdanı hür insanlar olmalıyız. Bunun içinde yine söylüyorum bol bol okumalıyız ve araştırmalıyız.
Bu vatan, bu millet, bu dil, bu kültür bizlere şanlı geçmişimizden emanet. Sahip çıkmak için elimizden geleni yapmalıyız. Bizler yeter ki gözümüzü açalım yolumuza ışık tutan nice insanlar göreceğiz. Prof. Dr. Mehmet Kaplan bu isimlerden sadece bir tanesi. ' Bu ülkeyi ben mi kurtaracağım ' diyen arkadaşım. Evet bu ülkeyi sen kurtaracaksın !