Dokuz Eylül Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümü öğrencileri olarak biz de hocamız Özlem Fedai ile bu fırsatı kaçırmadık ve oyunu seyre gittik. Her ne kadar oyun başlamadan evvel bilet ve numaralar konusunda amatörce işler yapıldığı için sıkıntı olsa da nihayetinde kendimize bir yer edindik ve oyunu seyre koyulduk. Dekor ve kostümler son derece güzel gözüküyordu. Zerrin Tekindor nam-ı diğer Matmazel takıları, kostümü ve duruşu ile tam bir Kleopatra havası verdi bana. Antonius yani Haluk Bilginer'i görünce heyecanlanıyor insan. Sahiden bir insan sahneye bu kadar yakışır ve bu kadar severek yaparsa işini ona üstat demeli. Yer yer komik yer yer trajik sahnelerin yer aldığı Oyun Atölyesi yapımı olan bu oyunda salondaki genç bayanların dikkatini en çok çeken isimse Sezar yani Mert Fırat'tı. Gerçekten müthiş bir performans çıkardı. O yüzden Sezar'ın hakkı Sezar'a. Hemşehrim Onur Ünsal'ı da ayrıca kutlarım sahiden o şapşal haberci rolünün üstesinden gelmek bir yana bir de Eros olarak çıktı karşımıza. Ekibin geri kalanı: Onur Ünsal, Serkan Ercan, Muharrem Özcan, Evrim Alasya, Gözde Kırgız, Zeynep Alkaya, Tuğçe Karaoğlan, Mehmet Özbek de son derece başarılı bir oyun çıkardılar.
Oyunu ben, arkadaşlarım ve salondakilerin büyük çoğunluğu çok beğendik. Gerek müzikleri, gerek dekoru, gerek oyuncu performansları gerekse diyaloglar olsun son derece başarılı iki perdelik güzel bir oyun izledik. İzlerken yer yer aklımıza Antonius, Oktavia, Lupidus ve Sezar'dan dolayı çocukluğum efsane filmlerinden Kahpe Bizans gelmedi değil (: Velhasıl yazan, yöneten ve yürekten oynayan herkese teşekkürler. İzmir halkı da salonda defalarca alkışlayıp onore etti oyuncularımızı diye düşünüyorum. Oyunun can alıcı diyaloglarından şu diyalogla bitirmek istiyorum:
Kleopatra: "Pekala, madem gerçekten âşıksın, O zaman, ne kadar, onu söyle." diye sorar Antonius'a
Antonius: "Ölçülebilen aşk zavallı bir aşktır." der...bunun üzerine
Kleopatra: "Peki, ya ben ölçmeye kalkarsam?"...
Antonius: "O zaman kendine yeni bir dünya bulacaksın."